Ey Anadolu'm, güzel yurdum, Türkiye'm! Sen bin yıldır milletimize Halil İbrahim sofrası oldun. Biz çoğaldıkça sen bereketlendin. Senin suyunu içtik, senin hür havanı soluduk. Senin ekmeğini yedik, senin sofranda beslendik. "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı" varsa Anadolu'mun bu bereketli sofrasının "sonsuza kadar" hatırı vardır. Öyleyse bu sofraya "bıçak sokan" ya nankördür ya da gafildir. Ey Anadolum!" Günlerden bir gün... Uzak değil, dün gibi yakın. Ne Fatih'le Istanbul, Ne Süleyman'la Viyana önlerindeyiz... İstiklâl Savaşı'nın zor günlerindeyiz." Yukarıda gök çökmüş üstümüze, aşağıda yer yarılmış yutmuş bizi. Ingiliz'i, Fransız'ı, Yunan'ı kıskıvrak yakalayıp tutmuş bizi. Sonunda: Kahraman Türk Milletinin kükreyişi savaşta dengeyi bozmuş. İşte bu dengenin önderi ATATÜRK, bayramı 30 Ağustos Zafer Bayramı'dır.
Kurumumuz konferans salonunda 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 100. Yılını Kutlama Programı düzenlenmiştir.
Kurumumuzda verilen konferansların sonucunda kurum hükümlülerinin kişisel, sosyal, kültürel, mesleki, ahlaki ve sağlık yönünden gelişmelerini sağlamak, insan haklarına saygıyı, yurt ve ulus sevgisini geliştirecek, aile bağlarını güçlendirecek nitelikte ruhen ve bedenen daha sağlıklı bir hale getirilerek topluma yeniden kazandırılması hedeflenmektedir.